Cinsel Eğitim Hala Geçerli mi?
Cinsellik ve buna bağlı konular, örneğin mastürbasyon, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve gebelik, yaşamımız boyunca önemli bir gelişim alanıdır. Ancak, bu konular genellikle tabu olarak görülmekte ve geniş kitlelerle yeterince tartışılmamaktadır. Özellikle gençlik döneminde bu bilgilerin öğrenilmesi veya konuşulması oldukça zordur. Bu durum, yetişkinlikte yanlış bilgilerle veya yanlış anlamalarla karşı karşıya kalınmasına, hatta bazıları için ciddi sorunlara yol açabilir.
Peki ya cinsel eğitim? Bizi hayata yeterince hazırlıyor mu? Hala güncel mi? Cinsel eğitimin tarihine hızlıca bir göz atalım. Bu inceleme, ağırlıklı olarak ABD ve İngiltere'deki İngilizce konuşulan ülkelerdeki cinsel eğitim uygulamalarına odaklanacaktır.
Cinsel Eğitimin Kayıp Tarihi
Cinsel eğitimin başlangıcı hakkında doğrulanabilir bilgiler bulmak zor. Hatta akademisyenler bile bu konuda net bir bilgiye sahip değil. Görünen o ki, cinsel eğitim, kitlelere yönelik cinsel bilgiden çok, ne yapılması veya yapılmaması gerektiğine dair genel talimatlar şeklinde sunuluyordu. Örneğin, ABD’deki 1918 tarihli Chamberlain-Kahn Yasası, askerlere sifiliz ve bel soğukluğu hakkında eğitim verilmesini zorunlu kılıyordu.
1920'lerde ABD'de okullarda cinsel eğitim verilmeye başlandığını, 1930'lar ve 1940'larda üniversitelerde insan cinselliği derslerinin olduğunu biliyoruz. Ancak, cinsel eğitimin tarihi ve toplumsal olayların bu alandaki değişikliklere etkisi hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var.
I. ve II. Dünya Savaşlarının Cinsel Eğitime Etkisi
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, askerlerin ve sivillerin farklı ülkelere kitlesel olarak taşınmasına neden oldu. Bu hareketlilik, askerlerin yerel kadınlarla cinsel ilişkilere girmesiyle sonuçlandı. Örneğin, her gün 600 askerin cinsel yolla bulaşan hastalıklar nedeniyle savaşamaması gibi durumlar ortaya çıktı. Bu nedenle, halk sağlığı ve okullarda cinsel eğitim konusunda daha geniş kapsamlı bir bilinçlendirme yapıldı.
1950'lerden 1960'lara Cinsel Eğitim
1950'lerde okullarda cinsel eğitim daha yaygın hale gelse de konu üzerindeki konuşmalar oldukça sınırlıydı. Genellikle botanik terimlerle veya çiftlik hayvanlarıyla ilgili videolarla anlatılıyordu. 1960'lara gelindiğinde, kadın menstrüasyonu (adet görme) hakkında daha açık konuşulmaya başlandı, ancak doğum kontrolü ve cinsellik konuları hala "aile hayatı" odaklı ele alınıyordu.
1970'lerden 1980'lere Cinsel Eğitim
1970'lerde biyoloji kitapları, cinsel organları daha doğru bir şekilde göstermeye başladı. 1980'lerde ise feminist hareketlerin etkisiyle cinsel eğitim programlarında kadın ve erkek rollerini sorgulama, karar verme ve ebeveynlik becerileri gibi konular daha fazla yer aldı. Ancak HIV/AIDS krizi çıkınca, ABD başta olmak üzere bazı hükümetler, genç yaşta doğum kontrolüne karşı çıkıp, cinsel ilişkiden kaçınmayı desteklemeye başladı.
Modern Çağda Cinsel Eğitimin Evrimi
Tüm bu geçmişe rağmen, internet çağında cinsel eğitimin farklı bir boyuta taşındığını düşünebiliriz. Evet, ancak bu değişim hem olumlu hem de olumsuz yönler taşıyor. Günümüzde sınıf ortamında cinsellik ve mastürbasyon gibi konular geçmişe kıyasla daha fazla yer buluyor, ancak hala sınırlı ve yetersiz.
İnternetin ortaya çıkışıyla birlikte, gençler artık yetişkin içeriklere ve cinsellik hakkında bilgiye daha kolay ulaşabiliyor. Ancak, bu bilgi akışı her zaman doğru veya sağlıklı değil.
Günümüz Cinsel Eğitimi Yeterli mi?
Teknoloji ve toplumsal dinamikler hızla değişirken, cinsel eğitimin de bu değişime ayak uydurup uydurmadığı tartışma konusu. Modern cinsel eğitim, cinsellik üzerine birçok konuyu kapsasa da "hayır demeyi bilmek" veya "kişisel tercihleri ifade etmek” gibi temel sosyal becerileri öğretmekte hala yetersiz kalıyor.
Özellikle #metoo hareketi gibi toplumsal trendler, cinsel eğitimin bu alanlarda da gelişmesi gerektiğini gösteriyor. Zor olsa da eski kuşakların, gençlerin gelecekte daha hazırlıklı ve bilinçli olmalarını sağlaması gerekiyor.
Cinsellik, mastürbasyon ve cinsel sağlık konularındaki farkındalık arttıkça, cinsel eğitimin de gelecekte bu gelişmelere paralel olarak iyileşmesini umuyoruz.